5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Nedir?

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Nedir?

Türk ceza adalet sisteminin en önemli unsurlarından biri, verilen cezaların nasıl infaz edileceğini düzenleyen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’dur.

Bu kanun, 13 Aralık 2004 tarihinde kabul edilerek 1 Haziran 2005’te yürürlüğe girmiştir ve o tarihten bu yana Türkiye’de ceza infaz kurumlarının işleyişine yön veren temel yasal dayanak olmuştur.

5275 sayılı Kanun’un amacı, yalnızca suç işleyen kişilerin cezalandırılması değil; aynı zamanda onların topluma yeniden kazandırılması, insan onuruna saygılı bir infaz sisteminin sağlanması ve kamu güvenliğinin korunmasıdır.

Kanunun Amacı ve Kapsamı

5275 sayılı Kanun, mahkemeler tarafından verilen hapis ve adli para cezalarının infazını, güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını, hükümlülerin hak ve yükümlülüklerini ve infaz sürecindeki denetim mekanizmalarını ayrıntılı biçimde düzenler.

Kanunun 1. maddesinde, infazın temel ilkesi şu şekilde ifade edilmiştir:

“Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında, hükümlünün insan onuruyla bağdaşmayan bir muameleye tabi tutulamayacağı, cezanın infazının amacının hükümlünün yeniden topluma kazandırılması olduğu” belirtilmiştir.

Bu madde, infaz hukukunun cezalandırmadan ziyade ıslah ve topluma kazandırma amacı taşıdığını ortaya koyar.

Ceza Türleri ve İnfaz Şekilleri

Kanun, mahkemelerce verilen cezaların infazı bakımından farklı yöntemler öngörür.

Hapis Cezalarının İnfazı

Hapis cezaları, kapalı, yarı açık veya açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.

Cezaevi türü, hükümlünün suçun niteliğine, ceza süresine ve kişisel durumuna göre belirlenir.

Ağır suçlardan hüküm giyenler önce kapalı cezaevinde, sonra iyi hâl göstermeleri hâlinde açık cezaevine geçebilirler.

Adli Para Cezalarının İnfazı

Adli para cezaları, belirlenen miktarın ödenmesiyle infaz edilir. Ancak ödenmediği takdirde, ceza “hapse çevrilir”.

Bu durumda, her 100 TL için 1 gün hapis uygulanır; fakat toplam süre 3 yılı geçemez.

Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı

5275 sayılı Kanun’un önemli bir bölümü, cezanın yanında uygulanabilen güvenlik tedbirlerine ilişkindir.

Güvenlik tedbirleri, özellikle akıl hastaları, çocuklar, tüzel kişiler veya özel tehlike arz eden hükümlüler için uygulanır.

Bu tedbirler şunlardır:

  • Akıl hastalarına özgü sağlık tedbirleri,
  • Tüzel kişiler hakkında faaliyet izninin iptali,
  • Müsadere (suçtan elde edilen kazancın devlete geçirilmesi),
  • Sürücü belgesi veya ruhsat iptali gibi özel yasaklar.

Amaç, toplumun güvenliğini sağlamaktır; dolayısıyla güvenlik tedbirleri cezaya ek veya ceza yerine uygulanabilir.

Hükümlülerin Hakları

5275 sayılı Kanun, hükümlülerin cezaevinde dahi insan haklarından yararlanmaya devam edeceğini kabul eder.

Bu kapsamda hükümlülerin başlıca hakları şunlardır:

  • Sağlık hakkı: Tedavi ve ilaç hizmetlerinden yararlanma,
  • Eğitim hakkı: Okuma yazma öğrenme, açık öğretim kurumlarına kayıt,
  • İletişim hakkı: Mektup, faks, telefon veya ziyaret hakkı,
  • Dini özgürlük: İnançlarına uygun ibadet yapma,
  • Avukatla görüşme hakkı: Savunma hakkının kutsallığı gereği kısıtlanamaz.

Ayrıca kanun, hükümlülerin işkenceye, kötü muameleye, ayrımcılığa veya onur kırıcı davranışlara maruz kalamayacağını açıkça belirtir.

Hükümlülerin Yükümlülükleri

Hakların yanında yükümlülükler de vardır.

5275 sayılı Kanun’a göre hükümlüler:

  • Cezaevi kurallarına uymak,
  • Disiplinli davranmak,
  • Emir ve talimatlara karşı gelmemek,
  • Cezaevindeki rehabilitasyon programlarına katılmak zorundadır.

Aksi halde, disiplin cezaları uygulanır. Bu cezalar arasında iletişim yasağı, ziyaretçi kısıtlaması veya açık cezaevine geçişin engellenmesi gibi yaptırımlar bulunur.

Denetimli Serbestlik Uygulaması

5275 sayılı Kanun’un en önemli düzenlemelerinden biri de denetimli serbestlik kurumudur.

Bu sistem, hükümlünün cezasının belli bir kısmını dışarıda geçirmesine imkân tanır.

Kanuna göre;

  • Toplam cezasının son 1 yılı kalan,
  • Cezaevi disiplin cezaları bulunmayan,
  • Topluma uyum sağlayacağı değerlendirilen hükümlüler,

denetimli serbestlikten yararlanabilir.

Hükümlü bu süreçte, belirlenen koşullara uymak zorundadır. Örneğin; belli bir adreste ikamet etmek, alkol veya uyuşturucu kullanmamak, kamu hizmetinde çalışmak gibi yükümlülükler getirilebilir.

Denetimli serbestlik, yeniden suç işleme riskini azaltan ve infaz kurumlarının yükünü hafifleten bir mekanizmadır.

Ceza İnfaz Kurumlarının Türleri

Kanuna göre ceza infaz kurumları;

  • Kapalı cezaevleri,
  • Açık cezaevleri,
  • Çocuk eğitimevleri,
  • Kadın cezaevleri,
  • Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları olarak sınıflandırılır.

Ayrıca bazı hükümlüler için evde infaz, elektronik kelepçe veya konutta infaz gibi alternatif uygulamalar da getirilebilir.

Bu uygulamalar, özellikle yaşlı, hasta, hamile veya çocuklu kadınlar açısından insani infaz anlayışının bir göstergesidir.

Ceza İnfazında İnsani Yaklaşım

5275 sayılı Kanun’un 2. maddesi, ceza infazının amacını açıkça ortaya koyar:

“Ceza infazının amacı, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini, sorumluluk bilinci kazanmasını ve suç işlemekten kaçınmasını sağlamaktır.”

Bu yaklaşım, modern infaz hukukunun “ıslah edici adalet” anlayışı ile örtüşmektedir.

Hükümlüye yalnızca ceza verilmez; aynı zamanda psikolojik, sosyal ve mesleki destek programları uygulanarak yeniden topluma kazandırılması hedeflenir.

Ceza İnfaz Kurumlarının Denetimi

Kanun, ceza infaz kurumlarının keyfi veya insan haklarına aykırı uygulamalara karşı denetim altında olmasını öngörür.

Bu denetim,

  • Cumhuriyet savcıları,
  • Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü,
  • Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)

tarafından yapılır.

Ayrıca hükümlüler, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluyla hak ihlali iddiasında bulunabilirler.

Cezaevi İzinleri

5275 sayılı Kanun’un 94 ila 97. maddeleri arasında hükümlülere tanınan izin hakları düzenlenmiştir.

Bu izinler,

  • Hükümlünün yakınlarının ölümü,
  • Doğum veya ciddi hastalık gibi insani nedenlerle,
  • Belirli süreli iyi hâl nedeniyle,

verilebilir.

Bu izinler, hükümlünün aile bağlarını koruması ve sosyal uyumunun güçlenmesi için büyük önem taşır.

Sonuç

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Türkiye’nin modern hukuk sisteminde insan haklarına dayalı infaz anlayışını yerleştiren temel düzenlemedir.

Bu kanun sayesinde cezalar yalnızca bir “cezalandırma” aracı olmaktan çıkmış; ıslah, eğitim, denetim ve topluma kazandırma unsurlarıyla bütünleşmiştir.

Her ne kadar uygulamada bazı sorunlar yaşansa da 5275 sayılı Kanun’un ruhu, adaletin insan onuruyla bağdaşır biçimde sağlanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

İzmir’de Profesyonel Hukuki Destek

Ceza infaz süreci, kanuni yönleri kadar idari uygulamaları da içeren karmaşık bir süreçtir.

5275 sayılı Kanun çerçevesinde denetimli serbestlik, izin hakkı, açık cezaevi geçişi veya infaz ertelemesi gibi konularda profesyonel destek almak, hak kaybı yaşamamanız açısından büyük önem taşır.

Bu nedenle, ceza infaz süreciyle ilgili her türlü işlemde ceza hukuku ve infaz hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almanız tavsiye edilir.

İzmir Şakran Cezaevi, Buca Cezaevi, Bergama Cezaevi, Foça Cezaevi ve diğer İzmir’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü yakınlarınız için İzmir ceza avukatı İdil Su Ekmekçi’den destek alabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir