Boşanmada mal paylaşımı boşanmak isteyen çiftlerin evlilik birliğinin sona ermesinden sonra evlilik içerisinde edinilmiş malların paylaşılmasıdır. Boşanma da mal paylaşımı için bir dava açılır ancak bu dava boşanma davası ile birlikte açılmaz. Yani boşanma davası ile mal paylaşımı davası bir arada değildir. Mal paylaşımında ayrı bir dava açılması gerekir. Ama boşanma davası ile aynı anda mal Paylaşımı davasının açılması mümkündür. Eğer kişi mal paylaşımı davasını ayrı bir dava şeklinde boşanma davası ile aynı anda açıyorsa Mahkeme boşanma davasının kesin karara varmasını mal paylaşımı davası için bekletir. Sonuç olarak ilk boşanma davasının yargılanması mahkeme tarafından yapılır sonra boşanma kararı kesinleşmesinin üzerine mal paylaşımı davasının yargılanması yapılır.
Evlenen çiftlerin aralarında sözleşme yapmaları da mümkündür. Eğer böyle bir sözleşme yaptılarsa mal paylaşımı eşlerin sözleşmedeki isteklerine göre yapılır. Bu yüzden mahkeme eşlerin aralarında yaptığı sözleşmeleri göz önünde bulundurur.
2002 tarihinde Yürürlüğe giren 4720 sayılı Türk medeni kanunu öncesindeki eski medeni kanuna göre mal rejiminde uygulanan hükümler farklıydı. Eski medeni kanuna göre edinilen malların mülkiyeti kimin üzerine ise sadece o kişi bu mal üzerinde talepte bulunabilirdi. Yani boşanmadan sonraki mal paylaşımı sırasında malı Üzerinde bulunduran alabiliyordu. Toplumumuzda da ağırlıklı olarak çalışan eş çalışan eş erkekler olduğu için boşanma da avantajlı kesim erkekler oluyordu. Kadının üzerinde mal bulunmadığı için boşanmadan sonra mallar üzerinde herhangi bir hak talebinde bulunamıyordu. Yeni kanun olan 4721 sayılı Türk medeni kanunun maddelerine göre ise evlilik süreci için yeni bir mal rejimi oluşturuldu.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Boşanmak için mahkemeye başvuran çiftlerin boşanma kararı kesinleşmesinin üzerine boşanan çiftler arasında mal paylaşımı davası görülür.
Boşanan çiftler Mal paylaşımı davası için üç talepte bulunabilir. Bunlar katılma alacağı, katkı payı alacağı, değer artış payı alacağıdır.
Öncelikle katılma alacağı davasından bahsedebiliriz. 4721 sayılı Türk medeni kanunu göre 1.01.2002 tarihinden itibaren boşanma davası söz konusu olduğunda mal paylaşımı edinilmiş mallara katılma rejimi esaslarına dayanışarak yapılır. Evlilik birliği içerisinde bulunmuş eşlerden her biri diğer eşin evlilik içinde edinilmiş mal kapsamına giren mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkına sahip olur. Eşler bu haklarını katılma alacağı davası açarak talep etme hakkına sahiptir. Boşanma davasının başlaması ile mal rejiminin tasfiye süresinin de başlaması bir aradadır. Eğer boşanma davası sonucunda hükmedilen boşanma kararı kesinleşmiş ise mal rejimi boşanma davasının açılmış olduğu tarihte sona ermiş olarak kabul edilir. Bu boşanan kişilerin mal paylaşımı için alacak ve borçları konusunda önemlidir. Boşanan çiftlerin tüm alacak ve borçları bu tarihin esas alınması ile hesaplanır.
Çiftler mal paylaşımı davasında birbirleriyle aynı isteklerde bulunamazlar. Yani çiftlerin taleplerinin bir sınırı vardır. Çiftler belirlenen artık değer üzerinden hesaplanan alacak üzerinden talepte bulunabilirler. Eğer eşlerden biri evlilik içerisinde alınmış olan arabanın yarısının mülkiyetini kendisine geçirilmesini istiyorsa böyle bir talep kabul edilemez. Ancak bu arabanın değerinin yarısını katılma alacağı olarak talep edebilir.
2002 yılında yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk medeni kanunu katılma alacağının hesaplanması ile ilgili hükümlere yer verir. Eğer eş üçüncü kişiler ile karşılıksız kazandırmalar yaptı ise bu kazandırmalar mal varlığında mevcutmuş gibi eşin mal varlığını dâhil olduğu kabul edilir. Bununla birlikte eşin mal varlığını azaltmak amacıyla yaptığı tüm devirlerde mal varlığında mevcutmuş gibi o işin mal varlığına dahil olduğu kabul edilir. Eşin mal varlığı içerisinden çıkmış olanlarda hukuken mal varlığında mevcutmuş gibi kabul edilir. Mevcutmuş gibi kabul edilen bu değerlere eklenecek derler denir.
Baz durumlarda çiftler arasında yeni bir mala sahip olmak istenirken Çiftlerden biri kendi kişisel malından edinilmiş mal için fedakârlıkta bulunmuş olabilir. Böyle bir durumda kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirmeye gidilmektedir. Eğer eslerden biri kişisel mallarına ilişkin borçları Edinilmiş mallardan Ödemiş ise tasfiye sırasında denkleştirme istemesi mümkündür. Bununla birlikte eğer eşlerden biri edinilmiş mallara ilişkin borçları kendi kişisel mallarının Ödemiş ise de tasfiye sırasını denkleştirme istemesi mümkündür.
Eklenecek değerler ve denkleştirme hesabının yapılması ile birlikte Eşlerin evlilik içerisinde edinilmiş tüm mallarının toplam değerinden bu edinilmiş mallara ait borçların çıkarılmasından sonra kalan değer eşler arasında katılma alacağı olarak kabul edilip yarı yarıya paylaşılır.
Katkı Payı Alacağı
Bir eşin aldığı mala katkı sunan diğer eşin boşanma halinde talep edeceği mala katkı payı alacağı denir.
Çiftlerden birini diğerine ait malın edinilmesine iyileştirilmesine veya korunmasına hiç karşılık almaksızın ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu mal üzerindeki değer artışı için sağladığı katkı oranında alacak hakkına sahip olur. Eşin bu alacak hakkının tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır. Eğer bir değer kaybı söz konusu ise katkın başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın söz konusu olduğu durumda eğer mal önceden elden çıkarılmış ise hakim diğer eşe ödenecek alacak hakkını hakkaniyete uygun olarak belirler. Buradaki önemli durum değer artış payı alıcının talep edilmesinde eşlerden birinin diğer eş tarafından alınmış olan mala parasal veya para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeri ile katkıda bulunmuş olması gerektiğidir.
Boşanmadan mal paylaşımının dayandığı nokta Çiftlerin evlilik birliği içerisinde edindiği mallardır. Yani mal paylaşımı evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların paylaşılmasıdır. Bu malların evlilik birliği içerisinde edinilmiş olması gerekir. Eğer mallar evlilikten önce edinilmiş ise hiçbir şekilde mal paylaşımına dahil edilmez. Kurum olarak edinilmiş mallar yer yer ya paylaşılır ancak bu oranın değiştirilmesi de mümkündür.
Boşanmada mal paylaşımı yapılırken çiftlerden her biri ilk olarak kendi kişisel mallarını geri alırlar. Çiftlerin bu kişisel malları mal paylaşımında söz konusu değildir. Kişisel mallar kavramı içerisine giren mallardan söz edebiliriz. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya o eşin kişisel malıdır. Eşlerden birine miras kalan mal yine eşin kişisel malıdır yani mal paylaşımı içerisinde miras kalan mallar eşler arasında paylaşılmaz kime miras kaldıysa sadece ona ait olur. Mal rejiminin başlangıcında çiftlerden birine ait bulunan mal ait oldu kişinin kişisel malıdır. Çiftlerden biri herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yolu ile mal elde ettiyse bu mal varlığı onun kişisel malıdır. Eşlerin manevi tazminat alacakları Ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mal kavramı içerisinde yer alır.
Kişisel mi onlar eşlerin kendilerine ait olan mal paylaşımı sırasında paylaşıma dahil edilmeyen mallardı. Evlilik içerisinde elde edilmiş olan mallar ise edinilmiş mallardır. Yani edinilmiş mal her eşin mal rejiminin devamı süresi içerisinde karşılığını vererek elde ettiği Malvarlığı değeri olarak tanımlanır. Bu edinilmiş mallar yarı yarıya paylaşılır. Edinilmiş malların özelliklerini şöyle sıralayabiliriz. Eşlerin çalışmasının karşılığı olan edinimler edinilmiş mal niteliğindedir. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarına yapılan ödemeler Edinilmiş mal özelliği taşır. Çalışma gücünün kaybı nedeni ile eşlere ödenen tazminat bununla birlikte kişisel malların gelirleri ve son olarak edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş mallara oluşturur. Burada kişisel malların gelirlerinin edinilmiş malı olduğunu söyledik. Öyle ki eğer eşlerden birine miras olarak bir ev kaldı ise ve bu ev gelir sağlamak amacıyla eşler tarafından kiraya verildi ise bu kiradan edinilen gelir eşlerin edinilmiş malıdır.
Kural olarak tanımlanan mal ayrımları ile birlikte çiftler kişisel mallarını evlilik içerisinde yapacakları sözleşme İle kararlaştırmaları da mümkündür. Örneğin bir eş mal rejimi sözleşmesi içerisinde bulunduğu sırada mesleğini icra ederken kazandığı mal varlığı değerlerini kişisel mal sayarak boşanma sırasında paylaşım dışında tutabilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Davası Açma Süresi
Boşanmada mal paylaşımı davası açmak için zamanaşımı süresini geçirilmemesi gerekir. Mal paylaşımı davası boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılır. Boşanma davası ile aynı anda açılması da mümkündür ancak boşanmanın kesinleşmesi hükmü için bu dava bekletilir. Boşanma kararının kesinleşmesi ile on yılın içinde mal paylaşımı davasının açılması gerekir. On yıllık sürenin geçmesi durumunda çiftlerin mal paylaşımı talebinde bulunması mümkün değildir.
Boşanmada Mal Paylaşımı İçin Görevli Mahkeme
Çiftlerin birbirinden boşanmak istedikleri durumda eşler arasında görülecek mal paylaşımı davası için görevli mahkeme aile mahkemesidir. Boşalmadın mı paylaşımı için yetkili mahkeme ise bazı durumlara göre değişir.
Eşler arasındaki bir mal rejiminin tasfiyesinde mal rejiminin ölümle sona ermesi söz konusuysa Ölenin son yerleşim yeri mahkemesi boşanma da mal paylaşım için yetkili mahkemedir. Ölen kişinin son ikametgâhın bulunduğu Mahkeme boşanma da mal paylaşımı davasına bakmakla yetkilidir. Evliliğin mahkemenin boşanma kararı ile sona ermesi durumunda boşanma davasına bakmaya yetkili olan mahkeme mal paylaşımı davasında da yetkilidir. Bu durumlar dışındaki tüm hallerde davalı eşin ikametgâhının bulunduğu Aile Mahkemesi boşanma da mal paylaşımı davası içinde yetkili mahkemedir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Anlaşmalı boşanma, boşanma davalarının bir türüdür. En hızlı sürede boşanmak isteyen çiftler anlaşmalı boşanma davası yoluna giderler. Böylece verecekleri ortak karar ile evliliklerini kısa bir sürede sonlandırabilirler. Anlaşmalı boşanma içerisinde taraflar maddi ve manevi tüm yasal sonuçlar üzerinde ortak bir kararda birleştiklerini anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde bildirirler. Anlaşmalı boşanma içerisindeki mal paylaşımı ise tarafların özgür iradesine göre yapılır. Eşler boşanma protokolünde istedikleri var rejimini belirtebilirler. Eğer eşler isterlerse malları yarı yarıya paylaşabilirler. Bununla birlikte kendileri başka bir paylaşım oranında belirleyebilirler. Bununla birlikte anlaşmalı boşanma protokolü ile mal paylaşımı söz konusu olduğunda eşlerden biri sahip olduğu mal paylaşımına dair tüm haklardan feragat da edebilir. Eğer anlaşmalı boşanma protokolünde eşlerin mal paylaşımı yaptıkları ile ilgili herhangi bir açıklama yoksa taraflar boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olan on yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde boşanmadan mal paylaşımı davası da açabilirler.
Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Zina özel bir boşanma sebebidir. Evlilik birliği içerisinde bulunan eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açma hakkına sahiptir.
Zina sebebiyle boşanma kararı verildiyse kusurlu olmuş olan eşin katılma alacağı tamamen ortadan kaldırılabilir. Her eşin diğer eşin evlilik içinde edinilmiş mal niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerindeki alacak hakkına katılma alacağı demiştik. Zina yapan eş bu katılma alacağı hakkına sahip olmayabilir. Bununla birlikte zina yapan eşin katılma alacağı hakkaniyete uygun oranda azaltılabilir.
Çiftlerin katkı payı alacağının zina sebebiyle ortadan kaldırılması mümkün değildir. Katkı payı alacağı bir eşin aldığı mala katkıda bulunan diğer eşin talep edebileceği alacaktır. Eşlerin zina yapmaları katkı payı alacaklarını engellemez. Örneğin eşler bir ev almaya karar verdiğini düşünelim. Bu evin mülkiyeti bir eşin üzerine yapıldı. Ancak diğer eş bu evin alınabilmesi için sahip olduğu 500.000 TL değerindeki yazlığını satıp evin alınmasına katkıda bulundu. Katkıda bulunan eş, eşini aldatarak boşanma da zina yapan taraf oldu. Böyle bir durumda eş zina yapmış olsa dahi katkıda bulunduğu için sunduğu katkının güncel değerini talep etme hakkına sahiptir.
Boşanmada Ev Kimin Olur?
2002 yılında yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk medeni kanununa göre edinilmiş mallara katılma girişimi kabul edilmiştir. Eşler farklı bir mal rejimi seçerek bunu ilgili kuruma bildirmezlerse evlilik süresince edinmiş oldukları tüm mallar üzerinde ortak hakka sahip olurlar.
Eşlerin mal varlığı konusunda eşit hakka sahip olması nedeniyle evin kime kaldığı net bir şekilde belirtilmemiştir. Boşanmaya karar veren hakim Bu konuda takdir yetkisine sahiptir. Boşanmak isteyen çiftlerin kişisel durumlarını inceleyip her şeyi göz önünde bulundurarak adil bir karar verir. Bunun sonucunda eşlerden biri evin tek başına sahibi haline gelir. Diğer eş ise evin sahibi eş tarafından belirli bir miktar ödenen paranın sahibi olur.
Boşanmada Mal Kaçırma
Evlilik birliği içerisinde bulunan eşler yasal mal rejimi devam ederken yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş malları üzerinde yönetimde bulunma bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Eşlerden biri diğer eşin izni olmaksızın kişisel ve edinilmiş malları üzerinde tasarrufta bulunabilir. Eşleri bu hakkın verilmesi boşanma da mal kaçırma konusuyla karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Çünkü bazı işler bu hakkı kötüye kullanmaktadırlar. Boşanmada mal kaçırmanın önüne geçebilmek için 4721 sayılı Türk medeni kanununda bazı korumalar sağlanmaktadır. Kanun içerisinde belirtilmiş olan eklenecek değerler katılma alacağına eklenecektir. Eşlerden biri mal rejimi sona ermeden önce bir yıl içerisinde eşinin izni olmadan olan hediyeler dışında karşılıksız kazandırmalar yaptıysa bu yaptı kazandırmalar üzerinde diğer eşin katılma alacağı vardır. Böyle bir durumda eğer eş kötü niyetli bir şekilde boşanma da mal kaçırmak için üzerinde bulunan malı Bir başkasının üzerine karşılıksız olarak geçiriyorsa diğer eş bu mal üzerinde katılma alacağına sahip olacaktır. Eğer işlerden biri mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla bazı devirler yapıyorsa bu değerler üzerinde de koruma sağlanmıştır. Eşlerin yaptığı bu tür karşılıksız kazandırma ve devirlerle ilgili anlaşmazlıklarda Mahkeme kararı davanın kendisine ihbar edilmiş olması şartıyla karşılıksız kazandırma ve devirden yararlanmış olan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülmesi mümkündür.
Boşanmada Mirastan Kalan Mallar Nasıl Olur?
4721 sayılı Türk medeni kanununa göre mirastan kalan mallar mal paylaşımına konu olmaz. Çünkü miras bir kişisel mal olarak kabul edilir. Miras hangi eşe kalmışsa boşanma sırasında da ona aittir. Eşlerden biri diğer eşin sahip olduğu mirasa konu mal üzerinde hakka sahip değildir. Bir eşe miras olarak kalmış olan ev araba yazlık arsa bahçe mal paylaşımına konu olmayan kişisel maldır. Ancak bunlar üzerinde sağlanan gelirler edinilmiş mallara konu olabilir. Örneğin eşlerden birine miras olarak kalmış bir evin kira geliri eşler arasında edinilmiş mal kapsamına girer. Bu evin mülkiyeti üzerinde diğer eşin hakkı olmamasına rağmen evin sağladığı gelir üzerinde hakka sahiptir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Boşanmak isteyen çiftlerin mal paylaşımı tabi oldukları mal rejimine göre yapılır. Mal rejimi sözleşmesi eşler arasındaki mal rejiminin seçilmesi sona ermesi veya yasal sınırlar içerisinde değişiklik yapılması için kurulan sözleşmelerdir. Eşler aralarında bir mal rejimi sözleşmesi belirlememiş olabilirler. Böyle bir durumda aralarında mal rejimi sözleşmesi belirlemeyen eşleri yasal mal rejimi uygulanır. Yasal mal rejimi kanun tarafından seçilmiş sayılan mal rejimidir. Kanun tarafından belirlenmiş mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşlerin aralarında mal rejimi seçebileceğini söylemiştik. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin yanı sıra bazı seçimlik mal rejimi türleri vardır. Bunlar mal ayrılığı rejimi paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimdir.
Mal Ayrılığı Rejimi
Öncelikle mal ayrılığı rejiminden bahsedelim. Mal ayrılığı rejimi kanunla ilgili maddelerinde düzenlenmiştir. Temel olarak mal ayrılığı rejimi eşlerin ayrı mal varlığına sahip olmalarıdır. Mal ayrılığı rejiminde yönetim yararlanma ve tasarruf edinilmiş mallara katılma rejimine göre farklıdır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde eğer aksini anlaşma yoksa eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. Bu uygulama mal ayrılığı rejiminde bulunmaz. Mal ayrılığı rejimine göre eşlerden her biri yasal sınırlar içerisinde kendi mal varlığı üzerinde yönetim yararlanma ve tasarruf haklarını koruma hakkına sahiptir. Mal ayrılığı rejiminde ispat yapılması borçlardan sorumluluk ve paylı mülkün özgülenmesi konularında paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ile ilgili hükümler uygulanır. İspat ile ilgili olarak bazı durumlar vardır. Eğer eşlerden biri malın kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Kime ait olduğu ispat edilmemiş olan mallar eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır. Mal ayrılığı rejiminde borçlardan sorumlulukla ilgili durumlar için uygulama söz konusudur. Her bir eş kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur. Mal ayrılığı rejiminde, paylı mülkün özgülenmesi ile ilgili olarak paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin olan hükümler söylenebilir. Öyle ki herkes kendisine ait olan mallar diğer işte bulunuyor ise geri alır. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi sona erdiği zaman eşlerden biri paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteme hakkına sahiptir. Ancak bu talepte bulunan eş üstün yararlı olduğunu ispat etmeli diğer önlemlerin yanında eşine payının ödeme günündeki karşılığını vermelidir.
Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi seçimlik mal rejimlerinden biridir. Paylaşmalı mal rejiminde tasfiye kolaylığı sağlanır. Bu mal rejiminde herkes yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Paylaş mal ayrılığı rejiminde ispat söz konusu olduğunda eşlerden biri malın kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Eğer malların hangi işe ait olduğu ispat edilemezse bunu anlar eşlerin paylı mülkiyetin de sayılır. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde her iş kendi borçlarından bütün mal varlığı ile sorumludur. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimin ile ilgili olarak mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyesinde mal rejiminin sona erme anı ve malların geri alınması ve paylı malın verilmesi ile ilgili hükümler önemlidir. Mal rejiminin sona ermesi eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulü ile olur. Mahkeme tarafından evliliğin iptaline boşanmaya veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi durumunda mal rejimi dava tarihi itibari ne sonra erer. Malların geri alınması ve paylı malın verilmesi durumunda eşlerden her biri diğer işte bulunan malını geri alır. Eşler paylaşmanın mal ayrılığı rejiminin sona ermesi durumunda paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir. Paylı mülkiyet ki malın kendisine verilmesini isteyen eş üstün yararı olduğunu ispat etmeli diğer önlemlerin yanında işine payının ödeme günündeki karşılığını vermelidir. Paylaşmaman ayrılır işimde eşlerin katkıdan doğan hakları vardır. Eşlerin paylaştırma dışı kalan bir malın edilmesine katkıda bulundular ise bu katkılarının karşılığını alma haklarına sahiplerdir. Bu malın iyileştirilmesine korunmasına hiç karşılık almaksızın veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunması ile paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin sona ermesi ile sağladı katkılar oranında hakkaniyete uygun bir bedel isteme olanağına sahiplerdir. Bununla birlikte bu istekleri paylaştırma dışı kalan malın yerine geçen değerler içinde mümkündür.
Paylaştırma mal rejiminde aileye özgülenen mallarla ilgili hükümler de vardır. Eşlerin paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin kurulmasından sonra edinmiş oldukları bazı mallar vardır. Bu mu anlar aylin ortak kullanımına ve yararlanmasına özgülenmiş ise mal rejiminin sona ermesi durumunda eşler aralarında bu mu onlara eşit olarak paylaşır. Bu durum ailenin ekonomik geleceğinin güvencesi için yapılmış yatırımlar veya bunların yerine geçen değerler için de geçerlidir. Paylaştırma yapılırken işletmelerin ekonomik bütünlüğü göz önünde bulundurulur. Ancak bazı durumlarda bu işlem uygulanmaz. Eğer manevi Tazminat alacakları söz konusuysa veya miras yoluyla edinilen mallar söz konusuysa veya kanun tarafından belirtilmiş durumlar söz konusuysa uygulama farklılaşır.
Eşler bazen paylaşmayı aykırı davranışlarda bulunurlar. Buna halk arasında boşanma da mal kaçırma da denir. Eşlerden birinin eşin payını azaltmak için paylaşımın yapılmasından önce bu malı karşılıksız olarak elden çıkarması mümkündür. Böyle bir durumda hakim diğer işin alacağı denkleştirme bedelini hakkaniyete uygun olarak belirler.
Bu durum için kanun tarafından bazı Koruyucu hükümler getirilmiştir. Eğer mal rejimi sona ermesinden önce bir yıl içerisinde eşlerden biri diğerinin rızası olmadan karşılıksız kazandırma da bulundu ise bu eşin payını azaltmak amacıyla yapıldığı varsayılır. Bu karşılıksız kazanımlar olan hediyeler dışında yapılmalıdır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkeme kararı dava kendisine para edilmiş olması şartıyla kazandırmadan yararlanan üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.
Aileye özgülenen mallarda paylaştırma isteminin reddi söz konusudur. Zina veya hayata kast gibi sebeplerle boşanma durumunda hakim kusurlu bulunan eşin payının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Yani zina yapan eşin bu mallardan pay almaması mümkündür.
Mal Ortaklığı Rejimi
Mal ortaklığı rejimi medeni kanunda evlilik birliğinde eşlerin eşitliğine uygun olarak yapılandırılmıştır. Mal ortaklığı rejimi ortaklık mallarını oluşturan mal varlığı unsurlarına sahiptir. Bu unsurların kapsamına göre mal ortaklığı rejimi genel mal ortaklığı, edinilmiş mal ortaklığı ve diğer mal ortaklığı olarak ayrılmaktadır.
Genel mal ortaklığı içerisinde ortak mallar eşlerin kişisel malları dışındaki malları ile gelirlerinin oluşturduğu mallardır. Genel mal ortaklığında işler ortaklık mallarına bir bütün olarak sahip olurlar. Yani bu mallar bölünmemiştir. Eşlerden hiçbiri ortaklık payı üzerinde yalnızca tasarruf hakkına sahip değildir. Bu yüzden eşler tek başına tasarrufta bulunamazlar.
Mal ortaklığı rejimi içerisinde sınırlı mal ortaklığı da söz konusudur. Sınırlı mal ortaklığında eşler sadece sözleşme ile edinilmiş mallardan oluşan bir ortakla sahip olurlar. Bu ortaklığın içerisine kişisel mallardan gelen gelirler de dahil edilir. Sınırlı mal ortaklığında eşler bazı malları ortaklık dışında tutma hakkına sahiptirler. Bu yüzden mal rejimi sözleşmesi ile belirli mal varlığı değerlerini veya türlerini ortaklık dışında tutabilirler. Eğer sözleşmede aksi belirtilmemişse bu mallardan gelen gelirler ortaklığa dahil değildir.
Mal ortaklığı rejiminde kanun tarafından kişisel mallar düzenlenmiştir. Kişisel mi anlar bazı durumlar ile belirlenir. Bu durumlar mal rejimi sözleşmesi üçüncü kişinin karşılıksız kazandırması veya kanundur. Yani bu rejim için kişisel malların mal rejimi sözleşmesi üçüncü kişinin karşılıksız kazandırmaları veya kanun ile belirlenmesi söz konusudur.
Boşanmada Mal Paylaşımı 2002 Öncesi
Günümüzde kullanılan 4721 sayılı Türk medeni kanunu 2002 yılında yürürlüğe girmiştir. 2002 yılından sonra boşanmak isteyen eşler için boşanmada mal paylaşımı yeni kanunda belirtilen edinilmiş mallara katılma rejimine uygun olarak yapılır. Bu durum 2002 yılından sonra evlenip 2002 yılından sonra boşanmak isteyen çiftler arasında bir problem oluşturmamaktadır. Yani bu çiftler doğrudan kanunda belirtilmiş yeni hükümlere tabi olurlar. Ancak 2002 yılından önce evlenmiş ve 2002 yılından sonra boşanmak isteyen çiftler için bazı durumlar mevcuttur. Bu durum içerisinde bulunan eşler hangi mal rejimine tabi olacaklarını merak etmektedirler. Bu yüzden 4721 sayılı Türk medeni kanununun kabul edildiği dönemde 4722 sayılı Türk medeni kanunun yürürlüğe uygulama şekli hakkında kanun da kabul edilmiştir. 4122 sayılı bu kanun 4721 sayılı Türk medeni kanununun uygulanması ile ilgili hükümlere yer verilmektedir. Bu kanunun hükümlerine göre 2002 yılından önce evlenip 2002 yılından sonra boşanmak isteyen çiftlerin mal rejimi ile ilgili sorulara cevap vermek mümkündür. Eğer eşler 4721 sayılı Türk medeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş iseler eşlerin arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Yani 4721 sayılı Türk medeni kanunun yürürlüğe girmesine kadar ki süre içerisinde eşlerin tabi oldukları Mal rejimi evlendikleri zaman tabi oldukları mal rejimidir. Eğer eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayarak bir yıl içerisinde başka bir mal rejimi seçimi yapmadılar ise Bu tarihten başlamak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. Bu durumda eşler bir yıl içerisinde sözleşme yapmadı iseler yeni kanun yasal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar.
Boşanma davaları ve mal paylaşımı davaları için boşanma avukatı İdil Su Aydın ile iletişime geçebilirsiniz.